BAHARDA BESLENMENİZİ 
DÜZENLEYİN



Vücutta organların sağlıklı işleyişini sürdürebilmesi için gerek duyulan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve minerallerin dengeli bir şekilde alınması gerekiyor. Bu besin öğelerinin vücuda alınan miktarlarında uyumsuzluk olması, beslenme bozukluğuna neden oluyor. Bu sorun, vücudun bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek, hastalıklara davetiye çıkarıyor. 

Peki, bahar gibi mevsim geçişlerinde nasıl beslenmek, sağlığı korumak için neler yapmak gerekiyor? Emsey Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Osetya Batıbay, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor. 

Ülkemizde en sık görülen beslenme bozuklukları
Türkiye’de beslenme bozuklukları oldukça yaygındır. Bu bozukluklar bebekler, çocuklar, gebeler, doğurganlık çağındaki kadınlar ve yaşlılarda daha sık görülmekle birlikte; özellikle çocuklarda protein enerji malnutrisyonu, zayıflık, şişmanlık, vitamin ve mineral eksiklikleri (raşitizm, anemi, guatr) ve beslenmeye bağlı kronik hastalıklar olarak karşımıza çıkar. Kalp damar hastalıkları, yetişkin tip şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, bazı tür kanserler ve osteoporoz en sık rastlanan diğer beslenme bozukluklarındandır. 

Beslenme bozuklukları hayati risk oluşturabilir 
Beslenme bozukluklarının her türü hayati risk taşır. Yetersiz veya fazla beslenmeye bağlı beslenme bozuklukları, uzun vadede doğrudan organların ve metabolizmanın çalışmasını kötü yönde etkiler ve ölümcül durumlara yol açabilir. 

Beslenme alışkanlığında ailesel faktörlerin etkisi
Beslenme alışkanlıkları, özellikle çocukluk döneminde kazanılır. Dolayısıyla beslenme alışkanlığının kazanılmasında; aile yapısı, ailedeki kişi sayısı, ailenin ekonomik durumu, anne ve babanın eğitim durumu, beslenme konusundaki bilgi ve alışkanlıklar, annenin yaşı, doğumlar arasındaki süreler, çocuğun doğum ağırlığı, yaşayan kardeş sayısı, ölen kardeş sayısı gibi nedenler oldukça etkileyici bir role sahiptir. 

Beslenme bozukluğu tedavisi
Beslenme bozukluklarının tedavisinde; doğru beslenmenin yanı sıra medikal tedavi ve psikolojik tedavi ile daha başarılı sonuçlar elde edilir. Beslenme bozukluklarının oluşmasında etkili olan medikal faktörlere bağlı olarak, birlikte çalışılan çeşitli uzmanlık alanları vardır. Bu alanların başlıcaları; endokrinoloji, gastroenteroloji, göğüs hastalıkları, ortopedi, nöroloji, diş hekimliğidir. Ayrıca beslenme bozukluğunda psikolojik faktörlerin ön planda olması nedeniyle, psikiyatri alanıyla da birlikte çalışmak zaman zaman tercih edilir. 
Aşırı zayıflık veya şişmanlık dışında destek verilmesi gereken alanlar nelerdir? 
Kilo alma ve kilo kaybının yanı sıra, beslenmeye bağlı oluşan veya hastanın beslenmesini etkileyen tüm hastalıklarda da beslenme desteği sağlanır. 

İlkbaharda vücutta görülen değişimler 
Vücudumuz kış şartlarına uyum sağlamışken, baharın gelmesiyle ve havaların ısınmasıyla birlikte yeni bir uyum sürecine girer. Kışın, ısı kaybını engellemek amacıyla büzülen damarlar, havanın ısınmasıyla genleşir ve organlarda yoğunlaşan kan kütleleri vücuda daha homojen ve hızlı bir şekilde dağılır. Nemin artmasıyla birlikte görülen bahar yorgunluğunun yanı sıra; alerjik reaksiyonlar, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, romatizma, solunum yolu hastalıkları ve mide rahatsızlıkları da artış gösterir. Yani kış süresince savunma halinde olan bedenimizde, baharın gelmesiyle gevşemeler oluşur. Bağışıklık sisteminin tembelleşmeye başladığı bu günlerde, doğru beslenerek vücuda takviye yapılmalıdır. 



Bahar aylarında sağlıklı beslenme tüyoları
- Şekerli ve çok fazla karbonhidrat içeren yiyeceklerden, hamur işlerinden kaçınılmalıdır. Yağlı yiyeceklerden ve kızartmalardan uzak durulmalıdır. 
- Tam buğday unundan yapılmış ekmekler ve zengin lif içeriğine sahip tahıllar tüketilmelidir.
- Mutlaka güne kahvaltı ederek başlanmalıdır. 
- Besinleri iyice çiğneyerek tüketilmeli ve hızlı yemek yemekten kaçınılmalıdır. 
- Kızarmış, kavrulmuş etler yerine; haşlama ve ızgara etler tercih edilmelidir. 
- Probiyotik ve prebiyotik özellikteki yiyecek ve içecekleri düzenli tüketilmelidir. 
- Her mevsim bol bulunan taze sebze ve meyvelerden yenilmelidir. Meyve ve sebzelere rengini veren maddeler (karoten) bağışıklık sistemini güçlendiren, antioksidan özellikte olan kimyasal bileşiklerdir. Bu nedenle, her renk sebze ve meyveye sofrada yer verilmelidir. 
- Fazla kafeinden kaçınılmalıdır. Kahve yerine rahatlatıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici yeşil çay, kuşburnu, papatya, adaçayı gibi bitki çaylarını tercih edilmelidir. 
- Kandaki şekeri dengelemek ve mideye aşırı yüklenmemek için, az ve sık aralıklarla beslenilmelidir. 
- Haftada en az iki kez balık yenilmelidir. 
- Tuz tüketiminizi azaltılmalıdır. Gizli tuz içeren hazır gıdaları dikkatli tüketilmelidir. 
- Fiziksel aktivite ve egzersizler hayatın bir parçası haline getirilmelidir. Haftada en az 3 gün düzenli spor veya egzersiz yapılmalıdır.
- Düzenli uyku uyumaya özen gösterilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder